Haber

Beş yerel gazetesi olan patron, çimentoya karşı çıkan çevrecilere savaş açtı

İZMİR- Muğla’nın Menteşe ilçesine bağlı Bayır Mahallesi ile Yatağan’daki Deştin Mahallesi’nde yapımına devam edilen çimento fabrikasına karşı bölge halkının açtığı davada, Muğla 2’inci İdare Mahkemesi, “ÇED olumlu” kararını iptal etti. Bu karar, Deştin köylüleri başta olmak üzere yaşam hakkı savunucuları tarafından sevinçle karşılandı. Geçtiğimiz haftalarda ise bölge halkının verdiği mücadele ile ilgili yeni bir iddia ortaya atıldı.

ÇEVRECİLER ‘FONCU’ VE ‘TERÖRİST’ İLAN EDİLDİ

Muğla Postası başta olmak üzere beş ayrı gazetede yer alan haberlerde, Deştin Çevre Platformu’nda yer alan çevreciler “foncu” ilan edildi. Üstelik iddialar bununla da sınırlı kalmadı. 2020 yılından bu yana Deştin’de çimento fabrikasına karşı mücadele eden Haluk Özsoy, eniştesinin ortağı olduğu başka bir çimento firmasının “adamı” olmakla suçlandı. Özsoy’un fotoğrafları günlerce servis edildi.

Yapılan haberlerde yer alan diğer bir detay da çevrecilerin kriminalize edilmesiydi. İlgili haberlerden birinde “Sözde çevreci grubun Silahlı Terör Örgütü yandaşlarıyla birlikte eylem yaptığı ve HDP’nin Eş Genel Başkanlarının eylemlere katılımlarının sağlanması Muğla Halkının da tepkisi çekti” ifadeleri yer alıyordu. Ancak çevre platformu yönetiminde yer alanlar hakkında “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla hüküm giyen kimse bulunmuyordu.

GAZETELERİN ÇİMENTO ŞİRKETİ SAHİBİNE İLGİSİ DİKKAT ÇEKTİ

İptal kararının üzerinden aylar geçmesinin ardından bir anda ortaya çıkan bu haberlerin nedeni merak konusu oldu. Haberleri yapan sitelerin imtiyaz sahibi ise; Samet Yeman. Özsoy ve Muğla’daki çevreciler hakkında iddiaları sitesinde haberleştiren Yeman’ın gazetelerinde daha önce de Deştin’e çimento fabrikası yapmak isteyen Manisa merkezli Kent Beton A.Ş. ve Muğla Çimento’nun sahibi Cemal Karakurt’un röportajları yer aldı.

Kent Beton’un 10’uncu yıl kutlaması partisine de katılan Yeman’ın, imtiyaz sahibi olduğu gazetelerde de birçok kez iki şirketin “başarı öykülerine” kapsamlı şekilde yer verdiği görülüyor. Yine yapılmak istenen çimento fabrikasının ÇED iptalinin kesinleşmesi sonrası şirket sahibi Karakurt’un ilk açıklama yaptığı gazete de Yeman’ın sahibi olduğu Muğla Postası. Yerel ve ulusal basında Yeman’ın şirket sahipleri ile akrabalık ilişkisi olduğu iddiaları gündeme geldi. Ancak bu konuda ne Karakurt ne de Yeman tarafından herhangi bir açıklama yapılmadı.

Kent Beton’un 10. yıl kutlamaları sırasında Samet Yeman (solda) ve Cemal Karakurt.

‘CUKKACI’ İDDİASI

Son olarak Yeman, Muğla Postası gazetesinde bir açıklama yayınladı. ”İtiraflı cukkacı sahtekar” başlığı ile yayınlanan yazıda, Özsoy’a adliyenin adresi gösteriliyor ve ‘çarpıcı’ sorular yer alıyordu. Açıklamadaki sorulardan biri de şöyleydi:

“Ne oldu da 14 Şubat 2022’de yani halanın çimento fabrikasının ihalesinin kaybettiğinin kesinleştiği tarihten 5 gün sonra çevreci oldun? 19 Şubat 2022 senin sözde çevreci olarak piyasaya çıktığın tarih! Bu tarihten önce Muğla ve ilçelerinde ya da Türkiye’nin herhangi bir yerinde, öyle ya gerçek çevreci idealist olur, ülkesinde nerede çevre eylemi varsa hepsine gider destek verir. Sen neredeydin? Hangilerine katıldın? Gitmedin katılmadın, çünkü sen yalancı sahtekârsın. Katıldıysan ispatla bizde yayınlayalım”

ÇEVRE ÖRGÜTLERİ: ‘DOSTLUĞUNU DİRENİŞLERDE SINADIK’

Soruda belirtilenin aksine çimento fabrikasına karşı bölge halkının eylemleri 2021 yılının Aralık ayında başlarken, 7 Ocak’ta ise belediyeye sunulan çimento karşıtı dilekçe de soruda tarihsel bir yanlışlık yapıldığını ortaya koydu.

Özsoy’u hedef alan haberlerin ardından Muğla’daki çevre örgütleri tarafından yapılan açıklamalarda da Özsoy’un geçmişten bu yana çevre mücadelesi başta olmak üzere birçok hak mücadelesinde yer aldığına yer verildi. Açıklamalarda, “Biz yoldaşımızın dostluğunu Gezi Parkı direnişinde uykusuz sabahlarken, işçi grevlerinde bir halayın ortasındayken, bir memur eyleminde onlarla beraber cop yerken, Dodurga’da madenci direnişinden, Akbelen’de köylülerle beraber gözaltına alınırken, bir mahkeme salonunda yıkım politikalarını yargılarken, yoğun göz yaşartıcı gazdan sonra bir ağaca sırtını verip elindeki ekmeği köylülerle paylaşırken sınadık” deniliyordu.

‘YİNE Mİ SEN?’

Deştin’de çimento fabrikasına karşı köylünün mücadelesi bir yana Özsoy’un yakın zamanda kamuoyunun karşısına çıktığı çevre eylemlerinden biri de Akbelen direnişi oldu. Kesimin başladığı 21 Temmuz 2023 tarihinde Akbelen’de olan Özsoy, herkesin önünde defalarca kolluk tehditlerine maruz kaldı. “Haluk seninle görüşeceğiz”, “Haluk gelsene konuşacağız” gibi tehditlerin en dikkat çekici olanı ise “Yine mi sen lan?” söylemiydi. “Yine mi?” sorusu başlı başına çok şey ifade ediyordu ki 29 Temmuz 2023 günü tehdit silsilesi sonuçlandı. Özsoy, saat 15.00 sularında onlarca kişinin gözünün önünde sivil giyimli kişiler tarafından sivil bir araca zorla bindirilerek kaçırılmaya çalışıldı. Halkın tepkisi üzerine araya giren jandarma ekipleri Özsoy’u gözaltına aldı. Üstelik Özsoy hakkında herhangi bir gözaltı kararı da bulunmuyordu. Yaşanan olay o gün orada olan birçok gazeteci tarafından görüntülendi.

IŞIKLAR HOLDİNG’İN AMBALAJ BÖLÜMÜNDE ÇALIŞTI

Işıklar Holding’te çalıştığına dair iddialara ilişkin ise ulaştığımız belgeler, Özsoy’un 2017-2019 yılları arasında “halasının eşinin ortağı olduğu” Işıklar Holding’te çalıştığını doğruluyor. Özsoy, birçok farklı iş kolunda faaliyet yürüten holdingin ambalaj kolunda yazılımcı olarak çalışmış. Çalışanların anlatımlarına göre holdingin İstanbul merkez ofisinde çalışan Özsoy’un, şirketten çıkış süreci de dikkat çekici. Ambalaj bölümünün genel müdürüyle ters düşen Özsoy, merkez ofisten Merter’deki ofise sürülüyor. Bir süre burada çalışan Özsoy, daha sonra işi bırakarak, Muğla’ya geri dönüyor. Özsoy, Muğla’da topraksız tarım ve kooperatifleşme üzerine çalışıyor.

ÇİMENTOYA KARŞI MÜCADELE 32 YILLIK

Özsoy ile alevlendiği iddia edilen çimento fabrikasına karşı mücadele de 32’inci yılında. Bu süre zarfında çimento fabrikasına karşı verilen mücadele içerisinde büyüyen çocuklar daha önce de haber konusu oldu. 1992’de önce Çimentaş ile başlayan süreç 2005’te ADOÇİM ile devam etti. Fabrika ve 52 maden ocağı açmak için onay alındı ancak köylüler dava açtı. Dava 2015’te köylünün lehine sonuçlandı. Ancak dava sürerken Muğla Çimento AŞ. diye yeni bir şirket kurulup hemen onun üzerinden yeni başvuru yapıldı. Köylüler yürüyüşlerle protesto ettiler. İmar planı hakkında mahkemeye açtıkları davayı da 2017’de yine kazandılar. Şirket 2020’de el değiştirdikten sonra plan yeniden raftan indirildi ve ÇED onayı alınıp yakın zamanda da inşaata başlandı. Lakin daha hukuki süreç tamamlanmış değildi. Bu süreçte verilen mücadele 2023 yılının kasım ayında ÇED iptali ile sonuçlanan davaya kadar devam etti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

paslanmaz korkuluk
Başa dön tuşu